Yolda yanınızdan geçen ya da yan masada oturan hiç tanımadığınız insanlarla büyük bir rahatlıkla konuşabilmeyi, birbirinize acılarınızı ve sevinçlerinizi anlatmayı istemez misiniz? Onlara güvenmeyi onların da size güvenmesini... istemez misiniz?
Hiç tanımadığınız birine geri döneceğine emin olarak bir parayı ya da eşyayı ödünç vermeyi istemez misiniz? Aynı şekilde hiç tanımadığınız birisinden ihtiyacınız olduğunda bir şeyleri ödünç almayı?
Biriyle yüz yüze geldiniz. Onu hiç tanımıyorsunuz. Karşınızda somurtan, güvenmeyen, bir yabancı imiş gibi bakan bir yüz mü görmek istersiniz, yoksa size sonuna kadar güvenen, sıcak ve içten bir gülümsemeyle size bir tanıdıkmış gibi bakan bir yüz mü?
Gece kapınızı hiç kilitlemeden, size bir zarar gelmeyeceğine emin olarak rahatça uyumak...
Yabancı bir ülkede kapısını çaldığınız herhangi bir evin sizi memnuniyetle içeri kabul etmesi...
Ürettiği silahlara alıcı bulamayan kişilerin, insanlara faydalı başka işler yapması...
Bütün bunları ve çok daha fazlasını istemez misiniz? Öyle bir dünya gerçekten tadına doyulmaz ve yaşamaya değer olmaz mı?
Söylediklerimiz sadece bir hayal mi? Yoksa asıl olması gereken mi?
Kendimizin sadece bir beden olduğuna inandık. Bu inanç bizi, ailemizdeki insanlar dahil diğer herkesin bizden ayrı ve yabancı oldukları anlayışına ***ürdü.
Bu sonuç gayet doğal. Çünkü yaşam, "ben" üzerine kuruludur. Ve "ben" sadece kendisi için çalışır. Bu, "ben"in doğasıdır. O halde şunu açıkça görebiliyor muyuz:
Bir insan romantizmi ve kör duygusallığı bir kenara bırakıp baktığında en çok kime güvenir ve zarar gelmesini istemez?
Kendisine değil mi?
Ayrılık ve yabancılaşma, diğer insanların ve geri kalan tüm var oluşun �sizden� ya da �sizden bir parça� olduğu hissiniz olursa ortadan kalkabilir. Dolayısıyla da güvensizlik ortadan kalkmış olur. Peki böyle bir şey gerçekten var mı?
Evet, var. Çünkü tüm insanlar ve geri kalan tüm varoluş, ayrı görünmelerine rağmen aslında hepsi tek bir bedendir. Evet, yanlış okumadınız:
BÜTÜN İNSANLAR DAHİL TÜM VAROLUŞ, TEK BİR BEDENDİR.
Bu söz size tuhaf, saçma veya anlaşılması imkansız gelebilir. Bu normal. Çünkü kelimeler ve cümleler zaten herhangi bir şeyi anlatamaz. Onların böyle bir yetenekleri hiç yoktur. Onlar sadece işaret edebilirler. Anlamak, ancak ve ancak tam farkındalık işliyorsa mümkündür.
Tam farkındalık, yarattığımız bütün ayırımcı ve bölücü anlayışların tamamen hatalı olduğunu ve sadece diğer insanlarla değil, tüm yaratılışın her zerresi ile bir olduğunuzu size gösterir. Bunu gördüğünüzde ne bir insana, ne bir hayvana, ne bir ağaca, ne havaya, ne suya artık zarar vermezsiniz. Artık güvensizlik üretmezsiniz. Diğer insanların size olan güveni birdenbire yükseliverir.
Tam farkındalık, insanlar arasında ne kadar yaygınsa, birbirlerine olan güven de o kadar yaygın olur.